Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Karaaslan, Gazete Güncel?e özel açıklamalarda bulundu.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şube Başkanı Mehmet Karaaslan, GazeteGüncel?e özel açıklamalarda bulundu. Darbe anayasasının halen çalışanlar üzerinde aynı şekilde durduğunu ifade eden Karaaslan, örgütlenme özgürlüğünün olmadığı bir süreçte yaşadıklarını iddia etti.
Örgütlenme koşullarının Türkiye?de çok zor olduğunu vurgulayan BES Şube Başkanı Karaaslan, şöyle konuştu:
?Örgütlenme özgürlüğünün olmadığı bir süreçte yaşıyoruz. Her ne kadar AK Parti iktidarı 12 Eylül yasalarını rafa kaldırıldığını söylese de, şu anda 12 Eylül yasaları, aynen çalışanlar üzerinde, örgütlenme üzerinde duruyor. Çünkü AK Parti iktidarı, çalışanlar üzerinde, yandaş sendikalara insanları üye yapmak için her türlü baskıyı uygulamaktadır. Yandaş sendikalara çalışanları yönlendirmek için, her türlü imkan ve olanağı sağlamaktadır. Bu da örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldıran bir durumdur. Dolayısıyla bu da 12 Eylül yasalarının aynen geçerli olduğunu gösterir. Bu çerçevede baktığınız zaman, aslında örgütlenmemizin Türkiye koşullarında ne kadar zor olduğunu görmekteyiz. Coğrafyamızda, özellikle Kürt coğrafyasında, bu daha çok zordur. 30 yıllık savaş, savaşın getirdiği sonuçlar, özellikle sendikamız üzerindeki sürgünler çok olumsuz. Son şube başkanı ben olmak üzere, önceki tüm şube başkanları da, bu güne kadar sürgün olmuştur. Hem de sürgün yerleri Yozgat, Çankırı, Trabzon, Kütahya gibi uzak yerler. Bu da, özellikle şube başkanlarımızın ikinci kere cezalandırmalarıdır. Yani en uzak, en uç noktalara sürgün edilmektedir.?
?BASKI UYGULANMAKTADIR?
Çalışanlar üzerinde büyük bir baskı uygulandığını da ileri süren BES Şube Başkanı Karaaslan, sözlerine şöyle devam etti:
?Bununla birlikte, çalışanlarımız üzerinde büyük bir baskı uygulanmaktadır. ?KESK?e bağlı sendikalara üye olursanız, kurum içinde yükselemezsiniz. KESK ve KESK?e bağlı sendikalara üye olursanız, devlet nimetlerinden faydalanamazsınız. KESK ve KESK?e üye olursanız, her türlü baskı, tutuklanma ve sürgüne maruz kalırsınız? gibi söylemlerle, çalışanlar korkutulmaktadır. Ama buna rağmen, KESK ve KESK?e bağlı sendikalar örgütlenip, direnerek, mücadele ederek, bu hakkını ispatlayacaktır. Diyarbakır gibi bir ilde, yüzde 80?lere varan bir örgütlenme yapmış durumundayız. Bunun yanında, AK Parti iktidarının özellikle son dönemlerdeki bilim insanları, seçilmişler, öğrenciler, doktorlara operasyon düzenlendiği gibi, KESK?e yönelik de bu operasyonu yapmış bulunmakta. Haksız bir şekilde KESK yöneticileri, başta kadın KESK?li arkadaşlar olmak üzere, 50?ye yakın arkadaşımız şu anda cezaevinde. Yüzlercesi şu anda soruşturmada. Diyarbakır üzerinde bizim yöneticiler için kolluk kuvvetlerinin tutmuş oldukları, düzmece diyebileceğimiz veya yapmış olduğumuz her basın açıklamasını yasa dışıymış gibi göstererek, Valilik üzerinden adli ve idari soruşturmalar var. Bu da bizim örgütlenme özgürlüğümüzün önündeki engellerin ne kadar bariz olduğunu gösteriyor.?
?MÜCADELE VERMEK ZOR?
Bu coğrafyada, emekçiler için verilen mücadelenin çok zor olduğuna dikkat çeken Karaaslan, sözlerini şöyle tamamladı:
?Bu çerçevede, başta bu coğrafya olmak üzere, Kürt coğrafyasında çalışanların, emekçilerin, işçilerin, ötekileşen halk kesimlerinin mücadelesini vermenin ne kadar zor olduğunun bilincindeyiz. Her koşulda, her şeye rağmen biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz, direneceğiz ve kazanacağız. Başka hiçbir alternatif görmüyoruz. Tarih buna şahittir. Mücadele edenler her zaman kazanmamışlardır ama, hep kazananlar da mücadele edenler olmuştur. Biz bu çerçevede bakıyoruz olaya ve mücadelemiz bu çerçevede olacak, direneceğiz, kazanacağız.