06.01.2017 tarihli 679 sayılı KHK ile şubemizden 50 üyemizin ihraç edildiği gün,
Konuya ilişkin şubemizin yapmış olduğu yazılı açıklama;
BASINA VE KAMUOYUNA
Bugün 6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı Khk’nın 4. yıldönümüdür. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte siyasi iktidar sivil darbe gerçekleştirerek 12 Eylül darbecilerinden çok daha ağır koşullarla emekçilere saldırmaktadır. Siyasi iktidar, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek darbeyle alakası olmayan ama kendisine muhalif olan herkesi susturmaya çalışmıştır. Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmek yerine adeta hukuka düşman kesilmiş, Meclisi devre dışı bırakarak OHAL’i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapmayı tercih etmişti.
Hükümetin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası darbecilerle mücadele adı altında ilan ettiği OHAL, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), üyelerimizin de içinde olduğu kamu çalışanlarının kitlesel olarak açığa alma ve ihraç edilmelerine yönelik uygulamaları, sendikal hakları ve iş güvencesini ortadan kaldırmıştır. On binlerce kamu emekçisi Anayasaya ve Uluslararası sözleşmelere aykırı, hukuksuz mağdur edilmiştir. Toplamda 438 ihracı bulunan Büro Emekçileri Sendikası iş koluna bağlı kurumlardan 06.01.2017 tarihli 679 sayılı KHK ile 204 üye, ilimizde de 85 ihracı bulunan BES Amed Şubemizden İş Kur İl Müdürlüğünden 17, Sosyal Güvenlik Kurumundan 29, Adliyeden 4 olmak üzere toplam 50 üyemiz ihraç edilmiştir.
Büro iş kolunda yaşanan açığa alınmalar ve ihraçlar birçok yerde keyfi ve hukuksuz bir şekilde halen devam etmektedir.
OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun Türkiye’nin hukuk sistemi içinde bir tarifi yoktur ve mevzuatça belirlenmiş bir yargı mercii değildir. Bu durum yasalara ve anayasaya, yargısal işleyişe açıkça aykırıdır. İhraç edilen kamu emekçilerinin başvurularını hangi usul ve esasa göre kabul ya da ret ettikleri, yaptıkları soruşturmada hangi kıstasların temel alındığı tamamen muğlâktır. Bu muğlâklık bilinçli olarak tasarlanmış ve bir politika olarak benimsenmiş olup iktidarın istediği kararların çıkması amaçlanmıştır. Şöyle ki;
Bugüne kadar şubemizden 85 üyemiz ihraç edilmiş, ihraç edilen üyelerimizden 23’i Ohal Komisyon kararıyla görevine başlamıştır. Ancak 23 üyemizin talebi red edilmiştir. Red edilme gerekçeleri ise kimine kurum kanaati diyerek kurum değerlendirme yazıları, Kimine de geçmiş zamanda sendikal eylemler nedeniyle açılan soruşturmalar ve davalardan almış olduğu takipsizlik ve beraat kararı olmasına rağmen üyelerimize ohal komisyonu tarafından red kararı vermiştir. Başvurusu reddedilen üyelerimizle ilgili Ankara İdare Mahkemesinde davaları açılmıştır ve hukuki süreçler sonuna kadar takip edilecektir.
KHK ile işinden edilen kamu emekçilerinin önemli bir kısmı hala atılma gerekçelerini bilmemektedir. Görev yaptığı kurumlar bünyesinde oluşturulan komisyonların yaptığı çalışmalarla KHK listelerine eklenen kamu emekçileri, benzer bir mekanizma olan OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonuna mahkûm edilmektedir. İtirazlarla ilgili komisyon tekrardan kurumlarla yazışma yaparak kanaat oluşturmaktadır.
Kurumlar tarafından komisyona gönderilen yazılarda “düşünceler” ve “kurum değerlendirme yazısı” başlığı altında, kamu emekçilerinin yasadışı örgütler ile iltisaklı olduğu yolundaki değerlendirmeler bildirilmektedir. Kurum görüşünde yer alan bilgilerin istihbari nitelik taşımaları nedeniyle hukuken geçerli başka bilgi ve belgelerle doğrulanmadıkça delil gücünde kabul edilmeleri hukuken mümkün değildir.
Komisyon kararı sonrasında tarafımızca açılan davalarla ilgili mahkemelere aynı Kamu kurumları tarafından gönderilen personel bilgi dosyalarında, kamu emekçilerinin yasadışı örgütler ile iltisakî, irtibatı ve mensubiyeti olduğu yönünde somut herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Buna rağmen anayasaca kurulmuş mahkemelerde benzer kararlar verip, dosyaları bekletmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınan adil yargılama ilkesine, masumiyet karinesine, disiplin hukukunun temel ilkelerine, savunma hakkına ilişkin anayasal ve yasal kurallara, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına açıkça aykırı olan bu tutumdan bir an önce vazgeçilmelidir.
Adalet beklememizi istedikleri yer olan Ohal İnceleme Komisyonu aradan 4 yıl geçmesine rağmen halen birçok kamu emekçisinin dosyasını sonuçlandırmamıştır. Bu da gösteriyor ki Ohal Komisyonu ADALET beklenilecek yer değil, tamamen oyalama aracıdır. Ohal Komisyonu bir an önce lağvedilmeli KHK ile hukuksuz bir şekilde ihraç edilen tüm kamu emekçileri biran evvel görevlerine iade edilmelidir.
Hak, Hukuk, Adalet Kazanacak
OHAL Hukuksuzluğu Mücadelemizle Son Bulacak!
BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI AMED ŞUBESİ