Eğitim Sen'li bir grup öğretmenin devletin anadil üzerindeki politikalarının sonlandırılması durumunda tekrar göreve başlayacaklarını söyleyen Diyarbakır Eğitim Sen Hukuk Sekteri Fatma Gülçiçek, "Bu arkadaşlarımız, devletin asimilasyon politikaları son buluncaya kadar devletin okullarında görev yapmayacaklarını ifade ettiler" dedi.
"Okul boykotuyla" başlayan anadil eğitimi talebi boykotuna şimdi de Eğitim Sen'li öğretmenler dahil oluyor. Eğitim Sen'li öğretmenler anadilde eğitim ve anadil üzerindeki baskıların son bulması için süresiz boykota hazırlanıyor. Diyarbakır Eğitim Sen Hukuk Sekteri Fatma Gülçiçek, okulların açılmasıyla birlikte uygulamaya konulan 4+4+4 ile eğitim sisteminin yeniden dizayn edildiğini belirtti. Okula başlayan çocukların yaşlarının daha da küçüldüğüne dikkat çeken Gülçiçek, bunun çocuklara yönelik asimilasyon politikası olduğunu söyledi. Yeni eğitim sisteminin üyelerinde çok büyük moral bozukluğu yarattığını ifade eden Gülçiçek, "Yeni eğitim sistemi ciddi sıkıntılara sebep olmuştur. O moral bozukluğu yaşayan arkadaşlarımızla sürekli olarak sohbet halindeydik. Tabi okulların açılması ile pratikte yaşanan sıkıntılarla bu daha iyi anlaşıldı. Küçücük çocukların okula başlamasıyla asimilasyon politikalarının ciddi organize olduğunu fark ettiriyor" dedi.
Devletin okullarında görev yapmayacaklar
"Kürtlere artık Kürtçeyi öğretmenin devletin işi" olduğunu belirten Gülçicek, çocukların anadilini kendi evlerinde öğrenemeyecek konuşamayacak hale geldiğini söyledi. Bu konuya ilişkin bir grup öğretmenin kendilerine başvurduğunu açıklayan Gülçiçek, "Arkadaşlarımız bizlere yeni bir oluşum oluşturduklarını söyledi. Bu arkadaşlarımız, devletin asimilasyon politikaları son buluncaya kadar devletin okullarında görev yapmayacaklarını ifade ettiler" dedi.
'Devlet ile suç ortaklığına son veriyorum'
"Her halkın kendi ana dilinde eğitim görmesi, rahat konuşması doğal bir anne sütü gibi helaldir" diyen Gülçicek, başvuruda bulunan öğretmenlere sendika olarak destek sunacaklarını, arkalarında olacaklarını söyledi. Mevcut eğitim sistemini kabul etmeyen bu öğretmenlerin alternatif anadil için çalışmaları olduğunu söyleyen Gülçiçek, bütün demokrat yurttaşlardan ve sendikalardan bu çalışmalara duyarlı olunması gerektiğini belirtti. Öğretmenlerin, "Biz devletin asimilasyon politikasına karşı suç ortaklığımızı bitiriyoruz" dediğini aktaran Gülçiçek, öğretmenlerin "Yani net olarak biz Kürt öğretmenler olarak gidip kendi okulumda Kürt çocuğuna 'Türküm, doğruyum marşını okutmayacağız. Onlara Türkçe öğretmeyeceğiz. Ben de burada devlet ile olan suç ortaklığına son veriyorum' " dediklerini aktardı.
'Türkçenin seçmeli ders olması gerekirken?'
Eğitim Sen Diyarbakır Şube Sekteri Özlem Kaçar ise, Kürtçenin anadilde eğitim verilmesi yerine seçmeli ders olarak verildiğini ve bununda "Yaşayan Diller" dersi adı altında verildiğini belirterek, "Bazı okullarda seçmeli olarak seçildiğini ancak okullarda bu dersi verecek öğretmenler bulunmuyor. Her şey görünürde var. Zaten fazla talepte olmadı. Çünkü bir halkın dilinde eğitim istemesi kadar doğal, onurlu bir tavır yok, ama sen onlara diyorsun ki 'ben haftanın bir iki saatini sana seçmeli olarak veriyorum.' Tam tersi olması gerekirken yani Türkçenin seçmeli ders olması gerekirken, anadilinin Kürtçe olduğu bir halka sen Kürtçeyi seçmeli veriyorsun. Bu yaklaşım bu halkı onursuzlaştırmaya yönelik bir tavırdır, bunun başka bir açıklaması yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Halkın seçmeli olarak değil anadille eğitim istediğini söyleyen Kaçar, şunları belirtti: "Çözüm tek cümle net bir şekilde anadilde eğitimdir. Kendi kültürüyle kendi özüyle konuşacak asimile olmayacaktır. Eğitim artık devletin kendi ideolojisini kullandığı, özellikle asimilasyon ile birlikte kullandığı bir araç haline geldi. Yeni bir eğitim sistemi oluşturulmalı."