"İki Dil Bir Bavul"un bıraktığı dünyaya başka bir mekandan tanıklık ediyor.
19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde en iyi film ve 31. İstanbul Film Festivali en iyi senaryo ödülü alan ''Babamın Sesi'' filmi gösterime girdi. Yönetmenliğini Zeynel Doğan ve Orhan Eskiköy'ün yaptığı film, gerçek bir hikayeyi belgesel ve kurmaca bir dille anlatıyor. Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın "İki Dil Bir Bavul" filminin devamı niteliğinde olan film, "İki Dil Bir Bavul"un bıraktığı dünyaya başka bir mekanda tanıklık ediyor. "Babamın Sesi" 1978 yılında Maraş'ta yaşanan katliamın ardından, gelişen süreci bir aile aracılığıyla anlatıyor. Kürt alevi bir ailenin 30 yıllık savaş sürecinde yaşadıkları çeşitli durumların perdeye aktarıldığı filmde, gerçek ses kayıtlarıyla tarihe göz gezdiriliyor. Kürt ve Alevi olan yönetmen Zeynel Doğan'ın kendi ailesinin gerçek öyküsünü perdeye aktardığı filmde, katliamdan kaçıp Arap ülkelelerinde çalışmaya giden Mehmet'in babasının gönderdiği kasetler aracılığıyla katliamın insanlar üzerinde bıraktığı tahribatı gösteriyor. Tarihin akışını kasetlerdeki sesler aracılığıyla veren filmde, Mehmet'in annesi Base'nin Elbistan'da yalnız başına yaşamakta olduğunu görürüz. Base'nin siyah giyisileri onun bir yas tuttuğunu belirtir. Film aktıkça Base'nin neden yas içinde olduğu anlatılır. Base'nin her telefon çaldığında Hasan diyerek telefona bakması ve sürekli açık olan kapılar, onun uzaktan birilerini beklediğini anlatır izleyenlere. Base'nin küçük oğlu Mehmet Diyarbakır'da çalışmakta, diğer oğlu Hasan ise yaşanılan savaş sürecinde dağa çıkmayı tercih etmiş ve film boyunca Base'nin Hasan'ın yolunu beklediğini görürüz. 30 yıllık savaş süresi boyunca ülkenin kirli tarihini ve asimilasyon politikalrına da vizörünü çeviren yönetmenler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'daki Türkler için anadil istemesini televizyon aracılığıyla göstererek bir gönderme yapar. Film zaman zaman Kürtçe bildikleri için utananlar, Türkçe bilmedikleri için isyan edenler, kendi dilini konuşamadıkları için çaresiz kalanlar, başka bir dilin yokluğundan var olamayanların durumuna da tanıklık ediyor.
Pasari ve Lalıjin
Filmdeki şiirsel anlatımla çeşitli göndermeler yapılıyor. Filmin içerisinde Base'nin gelen sessiz telefonlara Pasari ve Lalıjin hikayeleri anlatması, onun durumunu özetliyor. Base, bu iki kelimeyi telefondaki sessizliğe şu şekilde özetler, "Lalıjin ne demek biliyor musun? Anneler çocuklarını beşikte yalnız bırakıp gittiğinde, çocukların ağlamasına Lalıjin denir. Bir de çocuklar köyden göçüp gittiğinde, yaşlılar yalnız kaldığında ağlamasına Lalıjin denir. Pasari ne anlama geldiğini biliyor musun? İnsanlardan kaçan ve uzak duranlara Pasari denir. Bir de kar kütlelerinin yakınında, kar suyuyla büyüyen bir ot vardır. Çok güzel bir ottur, ama biraz acıdır. Ona Pasari derler. Bir de annesinden kaçan insanlara Pasari derler" diyerek karşıdaki sessizliğe isyan eder.