BES SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI RAPORUNU PAYLAŞTI..
22.01.2016 00:00Basın metnini BES Genel Başkanı Fikret ASLAN okumuştur.
Ardından Büşükşehir Belediyesi önünde Nöbet Eyleminde olan sağlık platformu ziyaret edilmiştir.
BES SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI RAPORU
06/01/2016 Tarihinde Merkez Yönetim Kurulumuz tarafından Sokağa Çıkma Yasakları ile ilgili alınan karar gereğince Genel Merkezimiz ve sokağa çıkma yasağı konulan illerde bulunan şube/temsilciliklerimizce 09/01/2016 tarihinde Diyarbakır, Hakkâri, Mardin Şubeleri ve Şırnak temsilciliği ile çalışmalar başlatılmış olup şube ve temsilciliklerden konu ile ilgili görüş ve önerileri doğrultusunda bu rapor hazırlanmıştır.
ÖNSÖZ
Kamu Emekçileri, Ortadoğuda ve ülkemizde devam eden çatışma ve savaşların tüm halklara ve yurttaşlara zarar veren, onların emeklerini gasp eden ve başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayan sonuçlarını, iktidarları yönetenlerin yanlış tutumlarından kaynaklandığını bilmektedir. Herhangi bir hukuka dayanmayan, evrensel insan haklarını ihlal eden ve hesapsız icraatları ile ülkelerini yangın yerine dönüştüren bu uygulamalar, Ortadoğu diktatörlerinin uygulamaları Irak, Suriye, Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan gibi yerlerde görülmektedir. Gerici-faşist düzenlerin beslediği halklara düşmanlık siyasetinin sonuçlarıparçalanma, göç, soykırım, kültürel kırım, yoksullaşma, işsizlik şeklinde gerçekleşmektedir. 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başlayan süreçle birlikte ülkemizde, Türkiye tarihinde bile görülmeyen hukuksuzluklar Kamu Emekçileriyle birlikte tüm yurttaşların yaşamlarını etkilemeye başlamıştır. Suruç, Ankara, Paris, Sultanahmet gibi toplu katliamların yanı sıra ?durdurulan çözüm/müzakere süreci nedeniyle kolektif bir cezalandırma düzeni? yürürlüğe konulmuştur. Yeniden başlayan çatışmalı süreç nedeniyle Anayasal korunma altında olan birçok temel hak ve hürriyet en ağır şekillerde ihlal edilmekte ve bu ihlaller hukuki mekanizmalar yoluyla takip edilememektedir. Her gün sivil-kamu emekçisi-güvenlik görevlisi olan birçok yurttaş veya aileleri bu çatışmalı süreçten yaralanmakta veya yaşamını yitirmektedir.
18 Ağustos 2015 - 15 Ocak 2016 tarihleri arasında toplamda milyonları aşan il ve ilçelerde adı konmamış bir sıkıyönetim uygulamasının uzantısı olarak sokağa çıkma yasakları herhangi bir anayasal ve hukuksal dayanak olmadan uygulanmaya başlanmış ve yüzbinleri etkileyecek şekilde uygulama devam etmektedir. Aralarında kadın, bebek ve çocukların da olduğu yüzlerce yaşam yitimi ve binleri aşan yaralanmalar ülkemizin geldiği durumu gözler önüne sermektedir. Ölü ve yaralı sayısının tam olarak tespit edilememesi, ölenlerin cenazelerinin gördüğü muameleler, yaşamda kalabilenlerin ise mahrum bırakıldığı temel hak, hürriyet ve ihtiyaçlar, genel tablo için karamsarlık sunmaktadır. Ülkemizin hukuk düzeni içerisinde yönetilmediğine ilişkin birçok veri günden güne artmaktadır. Bu ortamda hizmet sunmak zorunda kalan veya sokağa çıkma yasakları nedeniyle hizmet sunamayan ve hizmet alamayan Kamu Emekçileri ve aileleri iktidar sahiplerini hukuka uygun ve sorumlu davranmaya davet etmektedir. Çatışmalı ortam nedeniyle tüm hak ve hürriyetler gibi sendikal hak ve hürriyetler de kısıtlanmıştır. Sendikamızın yöneticileri ve üyeleri birçok bölgede sendikal faaliyetlerinin çatışmalı ortam nedeniyle engellendiğini ifade etmişlerdir. Çatışmalı sürecin bir an geciktirilmeden durdurulması, başta yaşamsal temel haklar olmak üzere ihlallerin durdurulması, yapılan ihlallerin sorumlularının belirlenip adil bir şekilde yargılanması ve sorunların şiddet araçları kullanılmadan çözülmesi için gerekenler yapılmalıdır.
Bu rapor sokağa çıkma yasaklarının etkileri ve sonuçları üzerine durum tespiti yapmak, başta Kamu Emekçileri olmak üzere tüm yurttaşların karşılaştığı sorunları tespit etmek, çözüm ve önerileri sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARININ UYGULANDIĞI YERLER
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Ağustos 2015ten itibaren başlayan sokağa çıkma yasakları;
Ø 7 ilde bulunan 21 ilçede uygulanmıştır. Bu ilçelerde yaşayan toplam nüfus 1,5 Milyondan fazladır.
Ø Yasak ilan edilen 11 ilçenin Nüfusu 60.000den fazladır. 200 binden fazla kişinin yaşadığı ilçe de bile sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir.
Ø Yasak, 15 Ocak 2015 tarihi itibariyle nüfusu 100 binden fazla 3 büyük ilçede devam etmekte Silopi?de ise akşam saat beşten sonra sokağa çıkma yasağı sürmektedir. (Cizre, Silopi, Sur?da 2014 yılı nüfus verilerine göre toplam nüfus 375 binden fazladır.)
Ø Bu üç ilçede yasak gün sayısı 50 günü geçmiştir. Surda neredeyse kesintisiz yasak gün sayısı 56dır (17 saat ara verilmiştir yasağa).
Ø Tüm ilçelerde toplam yasak gün sayısı 280?i geçmiştir.
Ø 21 ilçede 61 defa ilan edilen sokağa çıkma yasağı, Mardin-Nusaybinde 7 defa, Diyarbakır Lice-Sur-Silvan?da 6 defa, Şırnak-Cizrede 4 defa ilan edilmiştir.
İL |
İLÇE |
NÜFUS (2014) |
İLK YASAK İLAN TARİHİ |
SON YASAĞIN BİTİMİ |
YASAKLARIN TOPLAM SÜRESİ |
KAÇ DEFA İLAN EDİLDİ |
Batman |
Kozluk |
61.001 |
18.09.2015 - 18:00 |
19.09.2015 - 13:00 |
1 gün |
1 |
Sason |
30.646 |
18.09.2015 - 18:00 |
19.09.2015 - 13:00 |
1 gün |
1 |
|
Diyarbakır |
Bismil |
112.461 |
08.09.2015 - 14:00 |
06.10.2015 - 00:00 |
3 gün |
3 |
Dicle |
40.033 |
05.11.2015 - 05:00 |
07.11.2015 - 10:00 |
3 gün |
1 |
|
Hani |
32413 |
26.09.2015 - 22:30 |
22.11.2015 - 08:00 |
9 gün |
3 |
|
Hazro |
17.054 |
04.12.2015 - 18:00 |
06.12.2015 - 11:00 |
2,5 gün |
2 |
|
Lice |
26.427 |
17.08.2015 - 21:00 |
22.11.2015 - 08:00 |
9 Gün |
6 |
|
Silvan |
86.663 |
18.08.2015 - 01:00 |
14.11.2015 - 14:00 |
25 Gün |
6 |
|
Sur |
121.750 |
06.09.2015 - 07:00 |
YASAK SÜRÜYOR |
56 Gün |
6 |
|
Yenişehir |
206.534 |
10.10.2015 - 05:00 |
10.10.2015 - 17:00 |
12 saat (gündüz) |
1 |
|
Bismil |
112.461 |
27.09.2015 - 14:30 |
28.09.2015 - 00:30 |
10 saat (gündüz) |
2 |
|
Kocaköy |
16.357 |
15.10.2015 - 17:00 |
16.10.2015 - 06:00 |
12 saat (gece) |
1 |
|
Lice |
26.427 |
15.10.2015 - 17:00 |
16.10.2015 - 06:00 |
12 saat (gece) |
4 |
|
Elazığ |
Arıcak |
15.306 |
05.11.2015 - 05:45 |
06.11.2015 - 23:30 |
1 gün |
1 |
Hakkâri |
Yüksekova |
117.440 |
26.8.2015 |
08.12.2015 - 05:30 |
6 gün |
4 |
Mardin |
Dargeçit |
28.601 |
10.10.2015 - 07:00 |
29.12.2015 - 18:00 |
21 gün |
2 |
Derik |
61.320 |
25.11.2015 |
3.12.2015 |
10 Gün |
2 |
|
Nusaybin |
116.068 |
01.10.2015 |
24.12.2015 - 10:00 |
39 Gün |
7 |
|
Muş |
Varto |
32.378 |
16.08.2015-08:30 |
17.08.2015-05:00 |
20 saat |
1 |
Şırnak |
Cizre |
132.857 |
04.09.2015 |
YASAK SÜRÜYOR |
44 Gün |
5 |
Silopi |
121.110 |
07.10.2015 - 23:00 |
YASAK SÜRÜYOR |
37 Gün |
2 |
|
Toplam |
21 İlçe |
1.515.307 |
16.8.2015 |
YASAK SÜRÜYOR |
Toplam Gün Yasağı 271 Gündür. |
61 |
YASAK NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRENLER ve YARALANANLAR
Türkiye genelinde devam eden şiddet ve çatışmalı ortam, sokağa çıkma yasaklarının olduğu ilçelerde sivil, Kamu Emekçisi ve güvenlik gücü mensubu yurttaşların yaşamlarını yitirmesi ve birçoğunun yaralanması ile sonuçlanmaktadır. Herhangi bir anayasal ve hukuksal dayanağı olmayan ve mülki amirlerin yetkisizliklerine rağmen ilan ettikleri sokağa çıkma yasakları, Türkiye?yi tipik bir Ortadoğu ülkesine çevirmiştir. Neredeyse her gün bir ölüm ve yaralanma olayının yaşandığı sokağa çıkma yasaklarının olduğu ilçelerde yurttaşların can güvenliği büyük bir tehdit altındadır. Ağır silahların, büyük patlayıcıların ve keskin nişancıların neden olduğu sayısız yurttaş ölümü, telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olmaktadır. Yaşamını yitiren yurttaşların tümü emekçi halk çocuklarıdır. Bu çatışmalı sürecin derinleşmesi can yitimlerimizi ve yaralanmaları arttıracaktır.
I. Siviller
Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği 9 ilçede 142den fazla sivil yurttaş hayatını kaybetmiştir. Yaşamını yitirenlerin içerisinde çocuk olanların sayısı 23ten fazladır. En temel hak olan yaşam hakkının ağır bir şekilde ihlal edildiği bu çatışmalı süreçte korunmasız sivillerin cenazelerine ilişkin kamuoyuna yansıyan haberler durumun vahametini göstermektedir. Yaralanan sivil yurttaşlara ilişkin verilere erişim çok mümkün değildir.
İl |
İlçe |
Yaşamını Yitirenler |
Diyarbakır |
Silvan |
16 Kişi (3?ü Kadın, 3?ü çocuk, 2?si Yaşlı ) |
Sur |
21 Kişi (1?i Kadın, 5?i çocuk, 1?i Yaşlı ) |
|
Bismil |
4 Kişi (2'si çocuk) |
|
Hakkâri |
Yüksekova |
7 Kişi (1 Çocuk) |
Mardin |
Dargeçit |
1 çocuk |
Nusaybin |
21 Kişi (2 Kadın, 1 Çocuk, 1 Yaşlı) |
|
Muş |
Varto |
4 Kişi |
Şırnak |
Cizre |
49 (7 çocuk, 1 anne karnında ateşli silah sonucu ölüm, 10 kadın, 6 kişi 60 yaş üstü) |
Silopi |
27 (6 çocuk, 5 kadın, 7 kişi 60 yaş üstü) |
|
Toplam |
21 İlçe |
142 Kişi |
Taybet İnan örneğinde görüldüğü gibi yaşamını yitirenlerin cenazeleri uzun sürelerle sokaklarda kalmakta, yaralananlara yardım ve sağlık desteği sunulamamaktadır. Sağlık Emekçisi ve SES Sendikasının Cizre Temsilcilik Kurul üyesi Aziz Yural, sokakta bir kadın yaralıya ilkyardım desteği vermeye çalışırken hedef gözetilerek öldürülmüştür. Yaşamını yitirenler uzun süre sokaklarda kaldıktan sonra yine uzun süre morglarda kalmaktadır. En temel dini vecibelerin gereklilikleri sürekli engellenmektedir. Şırnak il merkezindeki hastanelere getirilen 12 cenaze morglarda yer kalmaması nedeniyle Belediyenin soğuk hava deposuna kaldırılmıştır. İl Valiliğince, Şırnak il merkezinde yakınlarının katılımı kısıtlanarak toplu bir şekilde bu cenazeler gömülmüştür.
II. Kamu Emekçileri
Sokağa çıkma yasaklarının tehdit etmediği herhangi bir nüfus kesimi yoktur. Birçok yerde hizmet içi eğitim, izin, idari izin ve benzer gerekçelerle çatışmalı alanlardan uzaklaştırılan veya çatışmadan kendi yaşam hakkını güvenceye almak için uzaklaşan kamu görevlileri de tehdit altındadır. Hiçbir kamu hizmetinin yerine getirilemediği süreçte en temel ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. Her koşulda görevini yerine getirmeye çalışan Kamu Emekçileri ise bazı yerlerde çatışmaların gölgesinde hizmet sunmaktadır. Örneğin Diyarbakır Sur ilçesinde işe gidip gelirken veya hizmet sunarken yaşam hakkı tehdit edilmekte, gereksiz üst aramalarından geçme, güvenlik güçlerinin hakaretlerine maruz kalınma durumlarının yaşandığı ifade edilmiştir.
Sokağa çıkma yasağı olan yerlerde yaşamını yitiren Kamu Emekçileri olmuştur. Aziz Yural, Eyüp Ergen, Şeyhmus Dursun gibi sağlık emekçileri yaşamını yitirmiştir. Birçok Sağlık Emekçisi her gün işe gidip gelirken veya hizmet sunarken yaralanma ve ölüm riski ile yüz yüzedir. Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Cizre (4.500den fazla Kamu Emekçisi çalışmaktadır), Silopi (2.500 fazla Kamu Emekçisi) ve Sur da (2.500 fazla Kamu Emekçisi) 9.500den fazla Kamu Emekçisinin temel yaşam hakkı tehdit edilmektedir.
Diyarbakır Sur ilçesinde sendikamıza bağlı bulunan 4 işyerinde çalışan kamu emekçilerinin işyerlerine gidiş-gelişlerinde zaman zaman çatışmaların ortasında kaldığı, bazen çatışma nedeniyle mesai bitmesine rağmen saatlerce işyerinde kalmak durumunda bırakıldıkları ifade edilmektedir. Ayrıca çalıştıkları işyerlerine SGM ve Adliye binasına ateşli silahlarından çıkan kurşunların isabet etikleri belirtilmiştir olup can güvenlikleri tehlike altındadır. Sadece Büro Emekçileri Sendikasının sokağa çıkma yasağı uygulanan il ve ilçelerde binlerce üyesinin başta yaşam hakkı olmak üzere birçok hakkı tehdit altındadır. Çatışmalı sürecin ilk başladığı günlerde Van ve Hakari gümrüklerinde çalışan ve içerisinde üyelerimizinde bulunulduğu 21 kişi PKK tarafından alıkonulmuştur.İHD,Şırnak Baro ve sendikamızında içinde bulunduğu bir heyetin girişimleri neticesinde kısa bir süre sonra serbest bırakılmaları sağlanmıştır. Sendikamızın Diyarbakırda 1.230, Hakkaride 330, Mardinde 250, Şırnakta 158 üyesi, aileleri ve akrabaları bu çatışmalı yaşamın gölgesinde yaşamak durumunda bırakılmaktadır.
III. Güvenlik Güçleri
İnsan Hakları Derneğinin (İHD) verilerine göre sokağa çıkma yasaklarının başladığı dönemde yaşamını yitiren güvenlik güçleri mensubu kişilerin sayısı 2015 yılı içerisinde 190 kişiden fazla olmuştur. Yaralanan kişi sayısı ise 480 kişiden daha fazladır. Yaşamını yitirenlerin önemli bir kesiminin 40 yaş altı, üniversite mezunu, çoğunlukla yoksul-emekçi halk çocukları yurttaşlar olduğu görülmektedir. Çatışmalı süreci derinleşmesi, var olan sorunların demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmemesi siviller ve kamu görevlileri gibi güvenlik güçlerinin de yaşamlarının yitimi ile sonuçlanmaktadır.
YASAK NEDENİYLE AKSAYAN KAMU HİZMETLERİ
I. Yasağın Kamu Kurumlarına Etkileri
Sokağa çıkma yasağı yaşamsal tüm alanları kısıtlamaktadır. Evrensel insan hakları ve anayasal temel hak ve hürriyetleri durduran bu sıkıyönetim benzeri hal, üretim alanlarını da kapalı tutmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler gibi özel ve kamusal tüm kurumların hizmetleri tam olarak yerine getirilememektedir. Mesai saatleri içerisinde işyerlerinde olmak, hizmet üretmek, işe gidiş-gelişler, ücret ve ödemeler, gibi birçok önemli husus sokağa çıkma yasakları olan yerlerde ve çevrelerindeki yerleşim alanlarında sorunlu bir haldedir.
II. Hizmet Üretemeyen Kurumlar
Sokağaçıkma yasağı olan yerlerde tüm kamu kurum ve kuruluşları hizmet üretmekte sorunlarla karşılaşmaktadır. 15 Ocak 2016 tarihi itibariyle Sur ilçesinde Kaymakamlık binasında bulunan tüm kamu hizmetleri, Göç-Der kapsamında sunulan tüm hizmetler, Tüketici Hakem Heyeti hizmetleri, TÜİK hizmetleri üretilememektedir. Benzer bir şekilde Silopi ve Cizrede kamu çalışanlarının neredeyse tamamı işe gidip gelememektedir. Öğretmenlere hizmet içi eğitim adı altında verilen uzaklaştırma kararı diğer Kamu Emekçilerinde fiili bir durumla ortaya çıkmıştır. Sağlık personelleri ve doktorlar zorunlu bir şekilde hastanelerde ve çatışma bölgelerinde tutulabilmektedir. Belediye, Maliye, Adliye, Nüfus, Tapu, Sosyal Güvenlik ve benzeri kamu kurumları hizmet sunamamaktadır.
Kamuoyunun bilgisine sunulan birçok paylaşımda ve bölge ile gerçekleştirilen görüşmelerde okul ve hastanelerin kısmen veya tamamen karakol şeklinde konumlandırıldığı gözlemlenmektedir. Diyarbakır Sur ilçesinde bulunan bazı otellerin sivil kullanımına kapatıldığı ve sadece güvenlik güçlerine karargah yapıldığı belirtilmektedir. Ayrıca güvenlik gücü mensuplarının okul, sokak duvarları ve benzeri yerlere ırkçı, şöven ve ayrıştırıcı söylemleri herhangi ölçü olmadan paylaşması bir politikanın, kontrolsüzlüğün ürünü olarak karşımızdadır.
III. Hizmet Üretememenin Sonuçları
Kamu kurumlarının, belediyelerin, bankaların ve tüm işletmelerin hizmet üretememesi sonucu, en temel haklar olan eğitim, sağlık ve diğer kamu hizmetlerinden yararlanma hakları ihlal edilmektedir. Hiçbir okulda eğitim verilemezken, birçok yurttaş zorunlu sağlık ihtiyaçlarını tam ve zamanında karşılayamamaktadır. Kamu çalışanları ve aileleri tüm yurttaşlar gibi en temel insani ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Elektrik ve su kesintileri nedeniyle beslenme, barınma, giyim ve temizlik gibi temel ihtiyaçlar karşılanamamaktadır. Birçok kamu çalışanı maaşlarını çekememekte ve fatura veya taksitli ödemelerini zamanında yatıramamaktadır. Ticari işletmelerin vergi, borç, kredi ve benzeri ödemelerinin aksaması nedeniyle işletmeler iflas etmektedir. Öğrenciler en temel haklardan olan eğitim hakkından mahrum bırakılmakta örneğin YGS başvuruları aksamaktadır (Sadece Cizrede 3.000 den fazla öğrenci bu durumdadır). Zorunlu hallerde beyaz bayrak alarak çıkılan yoldan dönüş bazen mümkün olamamaktadır. Kısaca tüm merkez ve taşra kurum ve kuruluşlarının anayasal ve yasal olarak sunması zorunlu hizmetler yurttaşlara sunulamamaktadır.
IV. Kamu Emekçilerinin Yaşadığı Sorunlar ve Sendikal Örgütlenme ve Özgürlüklerin Kullanılamaması
Sokağa çıkma yasakları nedeniyle Kamu Emekçileri birçok hayati sorunla yüzleşmektedir. Yaşamın tüm alanlarını kısıtlayan yasaklar, Kamu Emekçilerinin ve ailelerinin düşünce ve eylem özgürlüklerini, ulaşım, güvenlik, eğitim, sağlık, örgütlenme başta olmak üzere tüm haklarını kısıtlamaktadır.
Kamu Emekçilerinin ILO sözleşmeleri, Anayasa ve Yasalarla korunan sendikal örgütlenme ve eylem etkinlik hakları durdurulmuş, ihlal edilmiş ve engellenmiştir. Sokağa çıkma yasakları süresince yasak olan il ve ilçelere sendikal çalışmalar hiçbir şekilde yapılamamıştır. Üyelerin sorunları ve taleplerine ilişkin herhangi bir faaliyet yürütülememiştir. Üyeler, Kamu Emekçileri ve ailelerinin can güvenliğinin olmadığı, temel hak ve hürriyetlerinin kısıtlandığı gözlemlenmiştir.
Sokağa çıkma yasakları nedeniyle Cizre ve Silopi?de resmi olarak göç ettirilen Kamu Emekçilerinin nereye ve ne kadar süreliğine gönderildiği belirli değildir. ?Hizmet içi eğitime gönderilen öğretmenler? olarak kamuoyuna yansıyan bu durum diğer kamu çalışanlarının da büyük bir kısmının başka illere gitmesi veya il içinde daha güvenlikli yerlere göç etmesi ile sonuçlanmıştır. Mevcut barınma yerlerini bırakmak zorunda kalan binlerce kamu görevlisi aileleri ile birlikte bu olumsuz duruma maruz bırakılmıştır. Önceden kirada kalanların, yeni gittikleri yerlerde kirada kalanların kira giderleri, gidiş-dönüş maliyetleri, ödenmeyen maaş ve ek ödemeleri, gibi birçok ekonomik sorun da bu sokağa çıkma yasaklarının Kamu Emekçilerine yansıması olmuştur. Birden fazla ailenin aynı dairelerde kalmak zorunda kaldığı, daha yoksul olanların cami, inşaat gibi alanlarda kaldığı yapılan görüşmelerde ifade edilmiştir.
Birçok kamu çalışanının ailesiyle birlikte güvenlikli alanlara göç etmesi nedeniyle çocukları eğitimden geri bırakılmıştır. Sınavlara hazırlanan öğrenciler için ise bu yıl kayıp yıl olmuştur.
Göç eden ve mesaiye devam edemeyen Kamu Emekçilerinin temel özlük haklarının nasıl etkilendiği belirlenmemiş olup maaş ve ek ödemelerinde aksamaların ne ölçüde olduğu tespit edilememiştir. Yasal haklar olan izin, tayin ve benzeri haklar bu sokağa çıkma yasaklarından etkilenmiştir. Bu haklar hiyerarşik olarak üst konumunda olanlara kullandırılırken diğer Kamu Emekçilerine kullandırılmamaktadır. Birçok Kamu Emekçisi zorunlu ödeme ve faturalarını zamanında ve tam olarak ödeyememiştir.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Sokağa çıkma yasakları ölüm ve yaralanma riskini çok yükseltmiş yüzlerce yurttaş yaşamını yitirmiş, binlercesi yaralanmıştır. Telafisi mümkün olmayan kayıpların bu yöntemlerle çözülmesi mümkün değildir, tam tersine bu yöntemler var olan sorunları büyütecektir. . Bu şekilde sokağa çıkma yasağı uygulaması TBMM yoluyla acilen YASAKLANMALIDIR.
Ø Çözüm/müzakere süreci yeniden şeffaf bir şekilde başlatılmalı, yoksul emekçi halkların çocukları ölümlere gönderilmemelidir. Toplumsal ve tarihsel tüm sorunların çözümü için diyalog ve müzakere koşulları hukuki koruma altına alınmalıdır.
Ø Gelir dağılımın adaletsiz, işsizlik ve yoksulluğun yoğun olduğu Türkiye?de kamu kaynakları ve bütçe, güvenlikçi politikalara ve silah tüccarlarına heba edilmemelidir.
Ø Kamu Emekçilerinin evrensel örgütlenme ve sendikal haklarını kısıtlayanlar hakkında acil tedbir önlemleri alınmalıdır ve bu temel hakkın Anayasal kaynakları pekiştirilmelidir. Kamu Emekçilerine yönelik tüm kayıplar durdurulmalıdır.
Ø Silahlı ve ateşli araçların kullanımı hususunda sivil halk göz önünde bulundurularak evrensel ve yerel hukuka uyulmalıdır.
Ø Bu hukuka aykırı uygulamalara yol açan mülki amirler görevden el çektirilmelidir. Adil bir şekilde yargılanmalıdır.
Ø Bu süreçte medya üzerine getirilen kısıtlamalar acil bir şekilde kaldırılmalıdır. Medya mensuplarının haber alma, haber yapma ve haber yayma özgürlükleri sınırlandırılmamalıdır. Haber yapma görevini yapmaya çalışan gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama ve diğer saldırılar acilen durdurulmalıdır.
Ø Medya kurum ve kuruluşları toplumun haber alma özgürlüğünü taraflı değil objektif bir şekilde sağlamalıdır.
Ø Sokağa çıkma yasağı uygulanmış/uygulanan bölgelerde;
o Yaşamını yitiren veya yaralananlara ilişkin veriler ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
o Ölüm nedenleri ve öldürülme şekillerine ilişkin kamuoyu aydınlatılmalıdır. Birçok yurttaşın faili meçhul olarak öldürüldüğü açık olan bu süreçte, ilgili hukuksal takip için gereken özen ve sorumluluk gösterilmelidir. Türkiye?nin bir hukuk devleti olması gerektiği savunulmalı ve Hukuk devleti olduğu ispatlanmalıdır.
Ø Sokağa çıkma yasağı uygulanmış/uygulanan bölgelerde Kamu hizmeti üreten/üretecek olan Kamu Emekçilerine yönelik;
o İzin, tayin, ve benzeri kayıpları karşılanmalıdır. Çatışmalı ortam nedeniyle etkili kamu hizmeti veremeyecek Kamu Emekçilerine ise gerekli terapi destekle birlikte uygun izin ve tayin hakları tanınmalıdır.
o Maaş, ek ödeme ve buna benzer ödemeler geriye dönük kayıpları giderilecek şekilde ödenmelidir.
o Çatışmalı süreçten etkilenenlere psikolojik destek sunulmalıdır.
o Göç ve buna benzer nedenlerle ekonomik kaybı olanların kayıpları karşılanmalıdır.
o Kendisi veya aile mensuplarından herhangi bir kimsenin ihlal edilen eğitim, sağlık ve seyahat özgürlüklerinin gerekleri tazmin edilmelidir.
o Ödenemeyen kira, fatura, kredi ve benzeri giderlerin ortaya çıkardığı zararlar tazmin edilmelidir.
o Çatışmalardan kaynaklı evleri, eşyaları ve benzeri hasar görenlerin zararları tazmin edilmelidir.
o Görevlerinden kopartılanların yeniden göreve başlamadan önce görev yerlerinin çatışma izlerinden arındırılması gereklidir.
o Göreve çatışma nedeniyle ara verenlere yönelik ?hizmet içi eğitim? uygulanmalı ve motive edici düzenlemeler getirilmelidir.
o Barış talebini dile getiren tüm yurttaşlara yönelik kovuşturma ve soruşturmalar durdurulmalıdır.
Ø Sokağa çıkma yasağı uygulanmış/uygulanan bölgelerde tüm yurttaşlara yönelik;
o Sokağa çıkma yasaklarının sonuçlarını ve yol açtığı maddi zararların bağımsız uzman heyetler tarafından ortaya konulması gereklidir.
o Çatışmalardan kaynak
Yorum Yaz
Diğer Haberler
-
BÜRO EMEKÇİLERİNİN ONURLU...
Büro Emekçilerinin Onurlu Sesi BES 26 Yaşında…İnsan Onuruna Yaraşır Çalışma ve Yaşam Mücadelemizde Nice Nice Yıllara…Büro Emekçileri Sendikası olarak ...
-
KHK'LER GİDECEK, BİZ KALA...
Amed KESK Şubeler Platformu olarak her hafta düzenlediğimiz "KHK'ler Gidecek, Biz Kalacağız" basın açıklamamızın 64. nü Ofis Hazal Park'ta gerçekl...
-
BES' İN 24. KURULUŞ YILDÖ...
BÜRO EMEKÇİLERİNİN ONURLU SESİ BES 24 YAŞINDA…İnsan Onuruna Yaraşır Çalışma ve Yaşam Mücadelemizde Nice Nice Yıllara…Büro Emekçileri Sendikası olarak ...
-
TALEPLERİMİZ İÇİN 23 HAZİ...
23.06.2022 BASINA VE KAMUOYUNA Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Mücadele Arkadaşlarım; 1990 yılınd...
-
İHRAÇ ÜYELERİMİZ İLE BİRL...
30.01.2022Dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bu dönemlerde ihraç üyelerimiz ve işyeri temsilcilerimizle sendikada son dönem ge...
-
İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İ...
14.01.2022 GEÇİNEMİYORUZ! İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK BİR ÜCRET İÇİN BORDROLARIMIZI YAKIYORUZ! Değerli Basın Emekçileri; Bi...
-
GEÇİNEMİYORUZ...
İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET İSTİYORUZ!#GEÇİNEMİYORUZ18.12.2021 “İşsizliğe, Yoksulluğa Hayır! Emekten, Halktan Yana Bütçe İstiyoruz!” şia...
-
İNSANCA BİR YAŞAM İSTİYOR...
KESK'in 18 – 20 Ağustos 2021 tarihinde, “İnsanca Bir Yaşam, Demokratik, Grevli Toplu Sözleşme İçin Mücadeleyi Birlikte Büyütüyoruz!” talebiyle Batm...