YENİ BİR YILA GİRERKEN

17.12.2012
Mehmet KARAASLAN

                                                           YENİ BİR YILA GİRERKEN!

İNSANOĞLU BU GÜNE KADAR HEP GEÇMİŞİNE GÖRE GELECEĞİNİ BELİRLEMİŞ VE BUNA GÖRE GELECEĞİ KURGULAMIŞTIR.  2012 YILINDA NELER OLDU 2013 YILINDA BİZLERİ NELER BEKLEDİĞİNE BİR BAKALIM.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki aslında 2012 yılı toplumun tüm kesiminde olduğu gibi kamu emekçileri cephesinde de kayıp yılı olmuştur.

 Birincisi kamu emekçileri alanında neler olmuştur buna bir bakmakta fayda var.  Başlangıçta hak kazanımı konusunda sözde ilk toplu görüşme yerine toplu sözleşme olmasına rağmen kamu emekçilerinin 4+3 gibi komik bir zamla aldatıldıkları ve bu konuda her ne kadar AKP iktidarı ve güdümlü sendikaların sayesinde bu konuda rahat bir nefes almışsa da KESK? in tek başına almış olduğu iş bırakmalar ve etkin mücadelesi karşılığını  bulamamıştır. Yine de özellikle iş bırakmada güdümlü ve sarı sendikalar her ne kadar desteklemesellerde tabanın bu eylemsellikleri haklı bularak KESK? e destek vermesi bu sendikaların bazılarının zorunlu olarak eğleme destek vermesi bizler açısında iyi okunması gereken ve buna göre adım atmamızı sağlayacak bir hareket olduğunu bizlere göstermiştir. Yanı bizlerin nasıl doğru yerde doğru karar aldığımızda çalışanların kimlerin arkasında veya alınan eylem ve etkinlikleri nasıl hayata geçirdiklerini görmüş olduk buda bizim için 2013 yılında kitleden veya diğer sendikaların olumsuz ve engelleyici tavırlarına karşı doğru kararların alınarak hayata geçirmemiz gerektiğini bizler yaşadık ve gürdük. Bunun yanında 2012 yılı kamu emekçileri için son derece sıkıntılı bir yıl olarak tarihe geçtiğini söyleye biliriz. Tabi ki hükümetler mücadele eden kesimlerin hareket alanlarını daraltmak için sürekli başvurduğu bir yöntemle 2012 yılında da baş bu yöntemlere başvurarak başta 15 kadın KESK? li yoldaşımız olmak üzere 68 KESK? li yoldaşımızı tutuklayarak yüzlerce emekçiyi adli ve idari soruşturmalara tabi tutarak 10 larcasını sürgün ederek bizleri yıldıracağını sandı bu bağlamda hükümet 2012 yılı âdete KESK ve bileşenleri için tutuklama yıllı olarak ilan ettiğini  söyleyebiliriz. Yani 2012 yılı kamu emekçileri hareketi için aslında hiç yabancı olmadığımız hukuksuz bir ortamla karşı karşıya odlumuzu gördük ve yaşadık. Ancak 2012 yılında yapılan bu hukuksuzluğa uğrayan kişilerin dikkat çeken yön ise Kürt olmalarıdır dolayısı ile demek ki hayatın her alanında olduğu gibi kamu emekçileri alanında da 2012 yılında Kürt emekçileri yönelik bir cezalandırma ve tutuklama furyasının yaşandığını görerek 2013 yılının başta Kürt emekçileri olmak üzere tüm emekçilerin nasıl bir süreç beklendiğini görmekteyiz.

2013 YILI İÇİN SİYASİ İKTİDARIN BİZLERE REVA GÖRDÜĞÜ 2012 YILI kayıplarının yanında bu güne kadar kazanılmış haklarımızın teke, teker budayarak bu günden alınacağını görüyoruz. Siyasal iktidar bu budamalara bu günden başlandı bile, işte faza mesailerimizin kesilmesi, yoluk ve diğer ek ödemelerin kesilmesi veya budanarak cüzi bir ödemelerle bizlerin hak kaybına uğratılacağı, ile en önemlisi 2013 yılında bizleri bekleyen en büyük tehlike iş güvencemizin kaldırılarak sözleşmeli veya 4/A-4/B veya 4/C statüsüne konulmamız olacaktır ki 2013 yılı bizleri için bu kazanılmış haklarımızın korunarak kazanımlar elde etmemiz gerekecek bir yıl olmalıdır.

2012 yılı siyasal alanda da beleklere kazınan lanetlenmesi gerekken olaylara şahit oldu. Başta KCK adı altında tutuklanan seçilmişler, öğrenciler, akademisyenler, kamu emekçileri, belediye başkanları ve diğerleri, buna paralel yaşanan adeta bir siyasi soykırım operasyonları. Yine bununla beraber ROBOSKİ? de ?  yaşanan katliam daha öncede yaşanan Newala Kasaba, Halepçe, Madımak, Koçgıri ve Zilan daki gibi tarihi bir soy kırım olarak insanlığın lanetleyeceği bir katliam olarak tarihteki yerini almıştır.  Bugüne kadar yaşanan bu katliamlarla ilgili Ne yazık ki bu güne kadar ne bir faili bulunmuş nede bu güne kadar ROBOSKİ katliamı ile ilgili sorgulanan olmuştur.  Buda siyasi iktidarın aslında Kürtlere bakış açısını gösteriyor.  Yine 2012 yılın da yaşanan ve 68 gün devam eden tarihi açlık grevleri ve talepleri çok tartışıldı ve belki de dünya tarihinde bu kadar çok katılımlı ve geniş bir insan kitlesine yayılan bu açlık grevlerinin toplumdaki yaratığı gerginlik ve bunun üzerindeki taleplerin meşruluğu daha çok konuşulacağı ve tartışılacağa aşikâr. Bu açlık grevlerinin bitirilmesi ile birlikte siyasal iktidarın maskesini nasıl düşürüldüğü gördük, Siyasal alanda TUTUKLAMA furyası ROBOSKİ ve AÇLIK GREVLERİ bizler için değerlendirilmesi gereken en önemli olaylar olmuştur.

          Hem emekçiler açısından hem de siyasal olarak 2012 yılında yaşanan ve vahim denile bilecek olaylar mutlaka olmuştur ancak burada anımsadığımız bu olaylardan hareketle 2013 yılı için yolumuzun ne kadar uzun işimizin ne kadar zor olduğunu buradan bir kez daha anım satmak istedik ancak bu uzun ve zorlu yolun ne kadar uzun ve zorlu olduğu kadar aynı zamanda kısa ve o kadar kolay bir yol olduğunu da mücadeleler tarihi bizlere göstermiştir.  Bu konuda ne egemenleri tutuklamaları ne baskı ve zulümleri nede adaletsizlikleri bizler açısında bir ölçüt olmayacağı gibi bizler bildiğimiz yoldan inanç ve irademizden herhangi bir ödün verme niyetinde olmadığımızı bilmelerini ister ve bu günden yeni yılınız kutlu olsun. Sersala we pıroz be!

  Mehmet KARAASLAN

Yorum Yaz

Yazarın Diğer Yazıları