YARGININ BAĞIMSIZLIĞINI, YARGI EMEKÇİLERİNİN HAKLARINI İSTİYORUZ!

08.09.2017 00:00

08.09.2017 Tarihinde şubemizde Adli yılın başlaması ve yargı emekçilerinin sorunlarıyla ilgili basın toplantısı yapıldı. 

BASINA VE KAMUOYUNA

YARGININ BAĞIMSIZLIĞINI, YARGI EMEKÇİLERİNİN HAKLARINI İSTİYORUZ!

Yargının ve yargı emekçilerinin sorunlarının daha da ağırlaştığı yeni bir adli yıla başlıyoruz.

Yargı ülkemizde her zaman en sorunlu alanlardan birisiydi. Ancak hiçbir dönem bugün düştüğü duruma da düşmemiştir. Bugün yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yapılan anayasa değişiklikleriyle ve uygulanan OHAL hukukuyla birlikte tamamen ortadan kaldırılmıştır.  Adaleti sağlamakla görevli olan yargının, hukukun evrensel normlarıyla hareket etmesi gerekirken, bugün geldiğimiz noktada ise ne evrensel normlara ne de kendi kanunlarına uyma söz konusu değildir.

Anayasada hakim ve savcıların bağımsız ve tarafsız olduğu yazıldığı için yargının bağımsız olduğu iddia edilemez. Hakim ve savcıya verdiği kararlardan ötürü sürülmeyeceği, terfi yada tenzil yapılmayacağı, soruşturma açılmayacağı güvencesi verilmezse ya da yasalara ve anayasaya yazılmasına rağmen bu güvenceyi kullandırmayan uygulamalar söz konusu ise hakim tarafsız ve bağımsız olamayacaktır.

Hakimlerin bağımsız ve tarafsız olması, yürütmenin yargıdan elini çekmesi yargıç güvencesi ile mümkündür. Bağımsız ve tarafsız yargı vatandaşı devlete karşı koruyan yargıdır. Hükümeti vatandaşa karşı koruyan yargı ise ancak parti yargısı olabilir.

Bugün yargı tümüyle siyaset ile iç içe geçmiş, HSK ve yüksek yargı organları hükümet tarafından denetim altına alınmıştır. Bu denetimin sonucunda iktidarın beklentilerine uygun kararlar vermektedirler. Anayasa Mahkemesinin OHAL sürecinde çıkan kararnameleri incelemeyi reddetmesi bunun hazin örneklerinden birisidir.  Artık hukuk devleti olma ilkesi bir tarafa bırakılarak ülke kanunlarla değil TBMM'den bile geçirilmeyen kanun hükmünde kararnamelerle yönetilir hale gelmiştir. Çıkarılan 28 adet KHK ile 150 bine yakın kamu emekçisi ihraç edilmiş, bugüne kadar cemaatle mücadele edenler aynı torbaya doldurularak, muhalif yüzlerce basın yayın organı kapatılmış, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler tutuklanmıştır.

Çalışma yaşamında KHK ile yapılan düzenlemelerde işçi ve emekçilerin kazanılmış hakları ortadan kaldırılmakta, yargılamaya ilişkin hak kısıtlayıcı ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı düzenlemeler yapılmaktadır. Sendikal örgütlenme hakkı OHAL gerekçe gösterilerek gasp edilmekte ve grevler yasaklanmaktadır. Bütün bunlar OHAL hukuksuzluğunun asıl hedefinin darbecilerle mücadele değil, işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarının yok edilerek, hak, hukuk, kuralı olmayan kölece bir çalışma yaşamı dayatma olduğunu göstermektedir.  

Yapılan araştırmalarda yargıya olan güvensizliğin %76'lar düzeyinde olduğu görülmektedir. Anketlerde en güvenilmez kurumların başında yargı geliyor. Artık mahkemelere işi düşenler hakim ya da savcının neci olduğunu araştırıyor. Toplumda genel olarak adaletin olmadığı duygusunun ise çok daha yükseklerde olduğu yapılan adalet eylemlerine katılımlarda kendisini göstermiştir.

Yine bu dönem adaletsizliğin en ağır sonuçlarını kadınlar ve çocuklar yaşamaktadır. Her gün onlarca taciz, tecavüz, şiddet, istismar davasında yargı, "erkek adaletin" teminatı olacak kararlara imza atmakta, "haksız tahrik" denilerek, "rızası vardı" denilerek, "iyi hal", denilerek yaşananları adeta meşru kılmaktadır.

Tüm bu tablo ülkemizin bırakın hukuk devleti olmayı, kanun devleti bile olmadığını, yargının işlevsiz ve yürütmeye bağlı hale getirildiğini göstermektedir.  

Yargı da yaşanan bu ağır tablo aynı zamanda yargı hizmetinin verilmesinde büyük özveriyle çalışan yargı emekçilerine de yansımaktadır.

·     Bu yıl Ağustos ayında hükümet ve Memur-Sen arasında imzalanan toplu sözleşmede yargı emekçilerinin talepleri karşılanmamıştır.  2018 yılının ilk altı ayında %4, ikinci altı ayında yüzde 3,5 olarak imzalanan zam oranları ile zaten düşük ücretle çalışan yargı emekçileri için hiçbir şey ifade etmemektedir. Yargı emekçilerinin ekonomik kayıpları ek zamla karşılanmalıdır.

·     Adalet Bakanlığı ülke genelinde yaklaşık olarak 58.000 personelle hizmet vermeye devam etmektedir. Dava sayılarının artışına paralel bir biçimde personel sayısının artırılmaması iş yükünün ve iş yoğunluğunun artmasına yol açmakta, bu nedenle meslek hastalığı olarak nitelenebilecek durumdaki bel ve boyun fıtığı, kalp ve damar hastalıkları ve özellikle psikiyatrik rahatsızlıklar yargı emekçileri arasında giderek yaygınlaşmaktadır. Adliyelerdeki iş yükünün her geçen gün artması nedeniyle yargı emekçileri çoğu zaman mesai bitiminde ve hafta sonlarında çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Adalet Bakanlığı ve bağlı birimlerinde iş yüküne uygun olarak çalışan sayısının arttırılması sağlanmalıdır.

·     Verilen yargı hizmeti gereği (duruşma, keşif, suçüstü nöbeti vb. gibi) fazla mesai yapılmasını gerektiren özel durumlarda yapılan mesainin karşılığında izin verilmesi ve fazla mesai ödemelerinde uygulama birliği sağlanmalıdır.

·     Gerek iş gerekse ekonomik olarak her türlü zorluğu yaşayan yargı emekçileri diğer taraftan da disiplin hükümleriyle kıskaç altına alınmıştır. Çoğunlukla iş yoğunluğundan kaynaklanan en küçük hatada disiplin soruşturması açılabilmekte, hiçbir savunma alınmadan en hafifinden yer değiştirme uygulamasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Yargı emekçileri disiplin hükümleri yönünden 2802 sayılı yasadan çıkarılmalıdır.

·     Mübaşir kadrosu Yardımcı Hizmetler Sınıfından çıkartılarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına dâhil edilmelidir.

·     Zabıt Katiplerinin yeşil pasaport almasını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalı, Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni Kadrosuna geçişi sağlanmalıdır.

·     Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliğinde yapılan ve 14 Mayıs 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan değişiklikle Yazı İşleri ve İdari İşler Müdürlerine iller arası rotasyon uygulaması getirilmiştir.  Gerek yargı çalışanları gerekse kamu açısından hiçbir yararı olmadığı gibi birçok yeni mağduriyete sebep olacak olan rotasyon uygulaması kaldırılmalıdır.

·     Görevde yükselme sınavlarında mülakat uygulamasına son verilerek liyakata uygun atama yapılmalıdır.

·     Adalet Bakanlığı bünyesinde istihdam edilen sosyal hizmet uzmanları/sosyal çalışmacılar, psikolog, pedagog, aile, çocuk, çocuk ağır ceza mahkemeleri, ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik ve yardım merkezlerinde görev yapmaktadırlar. Sosyal hizmet uzmanları/ sosyal çalışmacılar denetimli serbestlik sistemi içinde ve adliyelerin birçoğunda çalışma yapabilmeleri için fiziki ortama bile sahip değildirler. Öncelikle fiziki çalışma koşulları düzeltilmedir. Mahkeme uzmanlarının, Mağdur Hakları Daire Başkanlığı veya başka bir birime bağlanmadan var olan hukuki statülerinin güçlendirilmesi sağlanmalıdır.

Yukarıda yazılı taleplerimizin karşılanması için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz!

Hukukun üstünlüğüne dayalı, eşit, laik, demokratik, barışçıl bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceğiz!

Yargının Bağımsızlığını, Yargı Emekçilerinin Haklarını İstiyoruz!

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

yorum ekle

Yorum Yaz

Diğer Haberler

  • KHK'LER GİDECEK, BİZ KALA...

    Amed KESK Şubeler Platformu olarak her hafta düzenlediğimiz "KHK'ler Gidecek, Biz Kalacağız" basın açıklamamızın 64. nü Ofis Hazal Park'ta gerçekl...

  • BES' İN 24. KURULUŞ YILDÖ...

    BÜRO EMEKÇİLERİNİN ONURLU SESİ BES 24 YAŞINDA…İnsan Onuruna Yaraşır Çalışma ve Yaşam Mücadelemizde Nice Nice Yıllara…Büro Emekçileri Sendikası olarak ...

  • TALEPLERİMİZ İÇİN 23 HAZİ...

    23.06.2022 BASINA VE KAMUOYUNA   Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Mücadele Arkadaşlarım;  1990 yılınd...

  • İHRAÇ ÜYELERİMİZ İLE BİRL...

    30.01.2022Dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan bu dönemlerde ihraç üyelerimiz ve işyeri temsilcilerimizle sendikada son dönem ge...

  • İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İ...

    14.01.2022 GEÇİNEMİYORUZ! İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK BİR ÜCRET İÇİN BORDROLARIMIZI YAKIYORUZ!   Değerli Basın Emekçileri; Bi...

  • GEÇİNEMİYORUZ...

    İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET İSTİYORUZ!#GEÇİNEMİYORUZ18.12.2021  “İşsizliğe, Yoksulluğa Hayır! Emekten, Halktan Yana Bütçe İstiyoruz!” şia...

  • İNSANCA BİR YAŞAM İSTİYOR...

    KESK'in 18 – 20 Ağustos 2021 tarihinde, “İnsanca Bir Yaşam, Demokratik, Grevli Toplu Sözleşme İçin Mücadeleyi Birlikte Büyütüyoruz!” talebiyle Batm...

  • EK ZAM İSTİYORUZ!...

    16.06.2021BASINA VE KAMUOYUNA Değerli Basın Emekçileri Sevgili Mücadele Arkadaşlarımız;          ...