Diyarbakır Barosu Çevre ve Tüketici Hakları Komisyonu, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu ek hizmet binasında basın toplantısı düzenledi. Komisyon üyesi Fırat Üger, Türkiye'de 1995 yılında çıkan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un değişen teknoloji, serbest piyasa koşulları, arz, talep dengeleri, küreselleşen dünyada yeni ve tüketici aleyhine meydana gelen fiili durumlar karşısında yetersiz kaldığını belirterek, "Bu yetersizlik 4822 sayılı yasa ile büyük bir oranda giderilmeye çalışılmış ise de hukuki düzenlemeler yetersiz kalmıştır. Mevcut durum karşısında çeşitli sivil toplum örgütleri tüketicinin korunması amacıyla bu konuda çalışmalar yapmışlardır" diye konuştu. 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun ise tüketicinin beklentilerini karşılamaktan uzak bir anlayışla ortaya konulduğunu söyleyen Üger, "Çünkü yasada her ne kadar amaç tüketici mağduriyetinin önüne geçmek olarak ortaya konmaya çalışılmış ise de asıl amaç aslında bankaların batık alacaklarını tahsil etmenin önünü açmaya çalışma gayreti olmuştur" şeklinde konuştu. 

'Tüketicilere yönelik çalışmalarımızı geliştirmek amacındayız'

Üger, Diyarbakır Barosu olarak amaçlarının Avrupa Birliği sürecinde tüketicilere yönelik çalışmalar yapmak olduğunu ifade ederek, "Bunun yanında Birleşmiş Milletler tarafından da benimsenen, evrensel kabul gören, tüketicinin temel gereksinimlerinin giderilmesi hakkı, güvenlik ve güven duyma hakkı, mal ve hizmetlerin serbestçe seçilmesi hakkı, bilgi edinme hakkı, sağlıklı bir çevreye sahip olma haklarını göz önüne alarak sosyal ve iktisadi hayattaki gelişmeler karşısında tüketiciyi daha etkin bir şekilde korumaktır. Ayrıca hedefimiz 4077 sayılı kanunun amacı olan kamu yararına uygun olarak tüketicinin ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici çalışmalar yapmak ve bu konudaki politikaların oluşturulmasına da daha etkin olarak katılımda bulunmak ve bilinçli tüketici portföyünü geliştirmek ve genişletmek olacaktır" diye konuştu.