Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının; işsizlere danışmanlık, rehberlik hizmetlerini sağlamak ve işsizleri istihdam edebilmek amacı ile 2012 Nisan ayında; kurumun altyapısı ve meslek tanımı dahi yapılmadan İş ve Meslek Danışmanlığı projesi hayata geçirilmiştir. 4000 civarında  İş ve Meslek Danışmanının kaderi kurum amirlerinin inisiyatifine terk edilmiştir. Çoğu şubede bir masa bile tahsis edilmeden, oturacak yer bulamayan bu Emekçilerin hem işsizliğe çözüm sağlamaları hem de yüksek performans göstermeleri beklenmiştir. Sözleşmeli oldukları dönemde bu durum kurum amirlerince tehdit aracı olarak kullanılmıştır. Çalışma şartlarından memnun kalmayan 500 civarında  İş ve Meslek Danışmanı çareyi başka kurumlara yada özel sektöre dönmekte bulmuşlardır. Her işsize bir danışman sloganı ile yola çıkılmış,  yetiştirilmiş uzman personel bile bu yükü kaldıramamıştır. Hala aktif olarak çalışan 3500 civarında İş ve Meslek Danışmanı arkadaşlarımızın kurumda sağlıklı danışmanlık yapabilecekleri ortamları bulunmamaktadır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen işini en iyi şekilde yapmaya çalışan Emekçi arkadaşlarımız teknik hizmetler sınıfından kadro beklentisi içerisindeyken Genel İdari Hizmet sınıfından kadroya geçirilmiştir. Tahsis edilen bu kadro karşılığında maaşlarının üçte birlik kısmından vazgeçmeye zorlanmışlardır. Kasım ayında yeni kadroya tabi maaş alan arkadaşlarımızın Ekim ayına göre net kayıpları 700 liradır. Kurumumuzda çalışan İş ve Meslek Danışmanı arkadaşlarımıza ivedilikle uygun çalışma ortamı sağlanmasını; meslek tanımlarının kariyer meslek grubuna alınmasını ve maddi kayıplarının giderilmesini talep ediyoruz.

Tüm kamu personeli gibi kurumumuzda da 665 ? 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çalışanların ikramiye ve mesai ücretleri gasp edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen ikramiyelerimiz hala ödenmemekte Toplu İş Sözleşmesi ile gasp edilen haklarımıza ikramiye hakkımız da eklenmiştir. 2014 Ocak ayından itibaren ikramiye hakkımızın çalışan ayrımı yapılmaksızın geri verilmesini talep ediyoruz.

2011 yılında Bölge Çalışma Müdürlükleri İş kur a bağlanmış, iş kur un faaliyetlerine işçi ve işveren ilişkilerinden doğan sorunları çözmek; bu anlaşmazlıklara aracılık etmek de eklenmiştir. Zaman içerisinde uygulamaya konulan İş Sağlığı ve Güvenliği yasası ile Bölge Çalışma Müdürlükleri yasadan doğan  işlemlere de ev sahipliği yapmaktadır.  Fakat gelin görün ki ilimizde bulunan Bölge Çalışma Müdürlüğü iş sağlığı ve güvenliğinden yoksundur. Küçük eksikliklerle kapattırılan - ceza kesilen, işyerleri ve kurumlarla karşılaştırıldığında önünde bulunduğumuz kurum şubemizin hali içler acısıdır. Kurumumuzda kış ve yaz hava şartlarına uygun bir çalışma ortamı bulunmamaktadır. Dördüncü katta bulunan kurumumuzun asansörü her hafta bozulmaktadır, bina içerisinde faaliyet gösteren kurumumuzun dışında tüm bina harabe halindedir.

 

Kurumumuzun ısıtması çalışanlarımızın evden getirdikleri elektrik sobaları ile sağlanmaktadır. Odalar dışında her yer şantiye halinde ve kötü durumdadır. Kurumun faaliyet gösterdiği bu bina korku filmlerindeki metruk mekanları aratmamaktadır. Öyle ki bu bina, eski  İl Müdürü   ve yeni İl Müdürünce sürgün yeri olarak kullanılmaktadır. Yetkilileri sesimize kulak vermeye ve duyarlı olmaya çağırıyor, herhangi bir kişinin zarar görmesi durumunda sorumluların peşini bırakmayacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz.

Yine İş Kur olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bünyesinde işsizlik sorununa çözüm olarak gördüğü Toplum Yararına Çalışma Programı, ülke genelinde uygulanmakta; program güvencesiz ve geçici çözümler sunmaktadır. Bu programlar ülkedeki işsizlik sorununu çözmek bir yana, sorunu daha da derinleştirmektedir. taşıma suyu ile değirmen dönmez misajı toplum yararına çalışma programı daha derin bir tanımla ülkeyi yönetenlerin kendi çevrelerindeki çaresiz yurttaşların oylarını kazanabilmek için yarattığı bir program olmanın ötesine geçememektedir.. Bu program, çalışan her işçinin sigorta priminden yapılan kesinti ile oluşan İşsizlik Sigortası Fonu ile finanse edilmektedir. Diğer bir deyişle yurttaşların cebinden çıkan para ile iktidar sahipleri ve yandaşları yerlerini sağlamlaştırmaktadır. Programlara katılan kişilerin seçilmesinde iktidar partisi AKP nin söz sahibi olduğu; kurumlara yapılan dağılımın bile parti yöneticileri tarafından belirlendiği kamuoyunun bilgisi dahilindedir.Buradan Sendikamız aracılığı ile kamuoyuna duyurmak istiyorum.

Bunun yanında çaresiz insanların mağduriyeti bazı idareciler ve siyasilerce kullanılarak, bu insanlara fedailik bile yaptırılmaktadır. Kamu emekçileri  olarak 6 Aralık 2013 tarihinde bunun canlı örneğine tanıklık ettik. İşkur İl Müdürü, Müze Müdürlüğünde kurumca görevlendirilen Toplum Yararına Çalışma Programı elemanlarından 5 tanesi Diyarbakır İş Kur Müdürü tarafından  kendine koruma olarak, yasadışı bir şekilde tahsis etmiştir.Bunun sonucu bu Özel güvenlik elemanının kurum içerisinde ve görev başında olan bir arkadaşımıza ettiği küfür ve tehdit sonrasında Toplum Yararına Çalışma Programı elemanları 4 emekçi 06.12.02013 tarihinde beyzbol sopaları ile darp edilmiş sendikamız olaya müdahil olmuştur ve konu yargıya taşıyarak hukiki süreç başlatılmıştır.

İş yerinde bulunan emekçiler sendikamızca anında olaya müdahil olunmuş, ve arkadaşlarımız yalnız bırakılmamışlardır. Gerek Valilik gerek Savcılık kanalı ile sorumlular hakkında gerekli mercilere bildirilmiştir. İl Müdürü görevinden kaynaklı ihmalini ve suçunu örtbas etmek için, sosyal medyada sendikamıza ve üyelerimize gerçek dışı ithamlarda bulunmuştur. İl Müdürü o kadar çaresizdir ki sendikamızı, eski İl Müdürünü korumakla itham etmiş - bizi komplo kurmakla suçlamıştır. Kendisine sizin huzurunuzda sesleniyoruz: bu şahısları kuruma sendikamız mı getirmiştir? Bu kişilerin eline sopaları sendika yönetimimiz mi tutuşturmuştur?  

İş kur İl Müdürü Selahattin Bayramı sendikamıza ve üyelerimize yönelik Sosyal Medyadaki mesnetsiz ve gerçek dışı açıklamalarından dolayı kınıyor; kendisini mağdur olan arkadaşlar başta olmak üzere tüm emekçilerimizden özür dilemeye davet ediyoruz.

Kamuoyunun huzurunda tekrar ediyoruz, İş kur İl Müdürlüğü  kurumu idare ettiklerini sananların tepişme yeri değildir. Bu kurum emekçilerin alın teri dökerek yaşamlarını sürdürdükleri alandır. Özelde BES genelde KESK bugüne kadar kişilerin ve güç odaklarının yanında olmamış, Tavrını her zaman haklıdan ve emekçiden yana koymuştur. O nedenledir ki, sürekli baskılara ? cezalara -  sürgünlere maruz kalmaktadır. Bizim tek derdimiz haksızlığa uğrayan arkadaşlarımızın hakkını hukukunu savunmaktır.

BES Diyarbakır Şube olarak bu kirli oyuna gelmeyeceğimizi, tekrar kamuoyuna saygı ile bildiriyoruz.

            İş Kur da çete istemiyoruz!

Çetelere geçit vermeyeceğiz!

            Kurtuluş yok tek başına, Ya hep beraber ya hiç birimiz!

                                                                                              BES DİYARBAKIR ŞUBESİ