BES ŞUBE BAŞKANIMIZ MEHMET KARAASLAN'IN KONUŞMASI

6. Genel Kongremizden bu yana sendikamız başka büro iş kolunda çalışanların sosyal ve ekonomik hakları ile toplumsal olaylarda duyarlılığını ortaya koyarak mücadele etmiştir.

Bu süreç içinde sendikal faaliyetler dışında ticari ilişkiler kuran toplu konut, araç sigortası,  tayin, terfi şantaj ve benzeri sendikal faaliyetlere uymayan etkinliklerle devlet güdümlü sendika bazı üyelerimizi istifa etmeye çalışmışsa da bu konuda başarı olamamış ve şubemiz devlet güdümlü sendikayı ikiye katlayarak üye artımına gitmiş ve üyesini artırmaya devam etmektedir.

Sendikamız bu süreçte neo liberal politikalara karşı sesini yükseltmiş eylem ve etkinliklerle birlikte hukuksal mücadelelerini sürdürmüştür. Özellikle 4-C li çalışanların sorunların ile ilgilenmiş, sorunları kamu oyuna taşımış ve ülke gündemine sokmuştur. Bu konuda hukuki olarak davalar kazanmıştır. Şubemiz 2 yıllık süreç içinde 3 kez merkez temsilciler kuruluna katılım sağlamış, en iyi şekilde temsiliyet sağlayarak alınan kararlar iş yerlerine taşımıştır.

Şubemiz 2 yıllık süreç içinde defalarca hak gaspları için grevi örgütlemiş ve en başarılı şekilde faaliyete geçirmiştir..

8 Mart, 21 Mart, 1 Mayıs ve 1 Eylül gibi günlerde şubemiz duyarlı davranarak diğer demokratik kurumlar ile birlikte düzenlenen eylem ve etkinliklere katılım sağlamıştır.

Sendikamız;

Eşit işe eşit ücret

İş güvencesi,

Çalışanların ortak sendikal yapılanması,

Ülkenin demoktaretikleşmesi,

Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi,

Din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde herkesin inanç ve kültürü özgürce yaşaması,

Parasız eğitim, parasız sağlık

Üniversitelerin özerk ve bilim yuvası olması için

Erkek egemen sistem yerine cinsiyet eşitliği,

Çevrenin korunması ve ekolojik bir toplum için mücadele yürütmüştür

            Sendikamız Bu İlkeler  üzerinde kurulmuş ve tüm üyelerimiz bu ilkelere  sahip çıkmışlardır,   sendikamız, sendika ve  siyaset ilişkisine bu ilkeler çerçevesinde mücadele etmiştir.

            Düne kadar sendika siyaset ilişkisini karalayanlar bugün çalışanlar arasında eşit ve adil bir sistem oluşturmak yerine hükümetin yedeğine düşerek ilkesiz sendika siyaset ilişkisi yürüttüğü ortaya çıkmıştır.

            Toplumsal olaylarda emekçilerin mazlumdan yana olması bir görevdir. Savaşa karşı barışı savunan sendikamız Halepçe? de, Roboski? de, Sivas Madımak ta ve gezi ile birlikte bu güne kadar katledilen tüm yoldaşlarımızın acısına ortak olmak, sorumluların yargı önüne çıkarılması için mücadele edilmiş ve bu mücadeleyi yükselterek devam etmeye kararlıdır.

            Türkiye?deki 1921 Anayasasına bakıldığında Cumhuriyetin kuruluş felsefesi görülecektir. 1924 de savaşlar bitmiş devlet kurumsallaşmıştır yeni cumhuriyetin geleceğe yönelik çalışmalarının hızlandığı bir sırada 1924 anayasası bu felsefeyi yok ederek tek ırk, tek din, tek dil  ve düşünce sistemi oluşturmuştur.

90 yıldır yaşanan tüm sorunların temelinde bu ideoloji yatmaktadır. Cumhuriyetin kuruluşunda Kürt halkının dili ve kültürü yok sayılmıştır.

Baskı, İşkence ve katliamlarla yok edilmeye çalışılmıştır. Bugün yaşanan süreç Türkiye Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinin yeniden hatırlanması ödenen bedellerle çözüm süreci ortaya çıkmıştır. binlerce insanın katledilmesi, dört bin köyün boşaltılması, dört milyondan fazla insanın yerinden edilmesi, birlerce insanın faili meçhul bir şekilde ortadan kaldırılması, işkence, sürgün ve baskı yoluyla yaşanan acılara rağmen Kürtler barış ve birliktelikten yana tavrını koymuştur, bu süre demokratik şeffaf ve evrensel ilkelerle genişletilerek sürdürülmelidir.

            Bugün Kürtler otuz yılın vermiş olduğu acılarla ve deneyimlerle geliştirdiği öz yönetim modeli ile kendini yönetebilecek yeteneklere sahip olduğunu dosta düşmana göstermiştir.

            Bugün Rojova  Kürdistan? ında dünyaya örnek olacak öz yönetimler oluşturarak Demokratik özerklik ilanı yaşanmaktadır, emperyalistlerin oluşturduğu rejim Rojova da Kürtleri inkar etmiş bugüne kadar yok saymıştır, orta doğunun dizayn sürecinde kukla rejim yıkılma sürecine girmiştir, Kürtler bu tarihsel sürece hazırlıklı olarak girmiş kendi öz yönetimlerini ve kendilerini koruyacak kurumlar oluşturmuşlardır. Rojovada Kürtler diğer halklarla birlikte barış, demokrasi ve özgürlüğü esas alan özerkli ilanı ile ispatlamışlardır. Ancak bu devrim orta doğuyu yeniden şekillendirmek isteyen güçlerin planını alt üst etmiştir. Rojovaya başta insani yardımlar engellenmiş ve engellenmeye devam etmektedir. İslami maske adı altında çeteler Türkiye üzerinden gönderilerek silahlandırılmış Esat rejimi gibi onlar da kadın çocuk ayrımı yapmadan insanlık dışı yöntemlerle katliamlar yapmışlardır ve yapmaya da devam etmektedirler. Bugün olması gereken herkesin Rojova devrimini selamlamalı ve sahiplenmelidirler, bununla beraber her türlü yardım, ilaç ve gıda gibi insani yardımları esirgememelidirler,

            Sendikamız kapitalist modarnitenin doğamızı, havamızı, suyu işleyip metalaşmasına daha çok kar elde etmesine karşı durup tüm canlıların yaşam hakkını savunucusu durumdadır. Yer yüzündeki canlı ve cansız her türlü varlığı kaynak olarak gören daha çok para ve kar elde etmeyi merkezine alan kapitalist modarniteye karşı çıkarak günümüz medeniyetinin doğayı nesnelleştiren bakış algısının yerine doğa ile insanın uyum içinde yaşayacağı iyi yaşam alternatifleri koymak için çaba sarf etmekte bu nedenle başta HES? lere maden çıkarılma yöntemlerine ve kullanmaları, nükleer santrallere, doğayı tahrip edecek üretim yöntemlerine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz.

            Bu iki yıllık sürecin en önemli olayların ve tarihsel sürece yön veren olayı 2013 yılında başlayan ve altmış sekiz gün süren açlık grevleri direnişi ve bu direniş ile birlikte halen İmralı da esir bulunan Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan?ın müdahalesi ile sonuçlaşmış ve devlet ile müzakere sürecine girilmiştir, 2013 Newroz?u ile birlikte sunulan tarihi manifesto ile Kürt sorunu barışçıl ve demokratik çözümü için dialog, müzakere sürecinin başlatılması ve silahların susmasının Kürt sorunun geldiği aşama tüm olumlulukları ile şubemiz tarafından desteklenmiş ve sürecin devam etmesi için de bundan sonraki süreçte de üstüne düşen görevi yapmaya hazırdır.

            AKP iktidarı almış olduğu oy oranının sarhoşluluğu ile kendi dışındaki toplumsal muhalefeti yok etmek, ezmek, bastırmaya ve herkesi kendi gibi düşünmeye zorlayarak aslında ayukaya çıkan yolsuzluk ve anti demokratik uygulamalarının gizlemeye yönelik olduğunun son cemaat ile çatışması ve evlerde ayakkabı kutularındaki milyon dolarlarla kendi kendini ele vermiştir. Halkımız artık AKP nin bu yalan, dolan ve iki yüzlü politikalarına dur deme zamanını geldiğini ve bu karşı 30 Mart taki yapılacak referandum niteliğindeki yeril seçimlerde ezilenin, ötekileştirilenin ve yok sayılanın yanında yer alarak AKP iktidarına gereken dersi vermelidir.

            Sonuç olarak sendikamız tüm bu sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve demokratik taleplerinin yanında, üyelerimizin taziyelerine, hastalarını ziyarete ve sevinçlerini paylaşıp acılarına ortak olmaya çalışmış, yine de eksiklikler de yaşanmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki yedi kişilik yönetim her türlü soruna yetişme olanağının kısıtlı olmasından dolayı iş yeri temsilci ve üyelerimize de  bu konuda görevler düşmektedir. Saygı ve Selamlar                                                                         MEHMET KARAASLAN