2015 yılı bütçesi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandığından , İş kolumuzda bulunan kurumların Bütçelerinin görüşüldüğü günlerde  taleplerimizi ifade etmek üzere 11.10.2014 tarihinde Diyarbakır Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı.Yapılan basın açıklamasının ardından taleplerimizi içeren dilekçeler Meclis Plan ve Bütçe Komisyonuna fakslandı.

Plan Bütçe Komisyonu Üyesi

2015 yılı bütçe takvimi 23 Ekim 2014 günü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek?in sunumuyla başlamıştır.

Gelir dağılımındaki adaletsizliğin her geçen gün daha da derinleştiği günümüzde kamu emekçilerinin kazanılmış hakları ellerinden alınmakta,  maaşlara yapılan artışlar daha cebimize girmeden, başta doğalgaz, elektrik olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla buharlaşmaktadır. Kamu emekçileri için Ağustos ayında imzalanan toplu sözleşmede 2104 yılı için 175 TL, 2015 yılı için ise %3+3 maaş artışı yapılmıştır. 2014 Ocak ayında kamu emekçilerine ödenen ve ortalama yüzde 6?ya denek gelen net 123 liralık maaş zammı, daha yılın ilk yarısında açıklanan enflasyon rakamları altında kalmıştır. İki milyonu aşkın kamu emekçisinin, Memur-Sen?in enflasyon farkı talep etmemesi nedeniyle mağdur edilmiş, milyonlarca kamu emekçisinin alım gücü gerilemiş ve refah düzeyi düşmüştür.

En son çıkarılan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu emekçilerine her kurumda değişik adlar altında ödenen ek ödemelerin  (ikramiye vs) kaldırılması açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında yaşayan kamu emekçilerinin yaşamlarını daha da zorlaştırmıştır.

Bugün dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması olarak tanımlanan açlık sınırı 1.205,43TL, açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3.926,47 TL?dir.

Ülkemizde gelirini maaş ve ücret adı altında alan emekçilerin dolaysız olarak ödedikleri vergiler ellerine bile geçmeden doğrudan kaynaktan kesme usulü ile ödediklerinden bu konuda tasarrufları söz konusu bile değildir. Ülkemizde bütçe yapısının kanayan yarası dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payının oldukça yüksek oluşudur. Gelişmiş ülkelerde dolaylı vergilerin payı %30?u aşmazken, ülkemizde bu oran %60 civarındadır.

2014 bütçe tasarısında vergi gelirleri içinde ilk üç sırayı Özel Tüketim Vergisi (94.431 milyar TL), Gelir Vergisi (85.038 milyar TL) ve KDV?nin (75.016 milyar TL) oluşturması dikkat çekicidir.Geçmiş yılların bütçelerinde olduğu gibi  hükümetin olağan dışı artan bütçe giderlerini karşılamak için yıl içinde  vergi artışları gündeme gelmektedir.Bu durum, benzer bir vergi artışlarının 2015 yılı içinde de gündeme gelebileceğini, dolayısıyla hükümetin her başı sıkıştığında başvurduğu vergi arttırma politikasına yine başvurabileceğini göstermektedir.

Büyük bölümünü işçi ve emekçilerin ödediği gelir vergisinin 77 milyar TL?den 85 milyar TL?ye yükseltilmesi, vergi yükünün 2015 yılında da emekçilerin sırtına yıkılacağını göstermektedir. Özellikle artan oranlı vergi dilimi uygulaması nedeniyle ücretlilerin gelirleri fiilen erimekte, özellikle kamu emekçilerine verilen maaş zammı ?vergi dilimi? uygulaması ile geri alınmaktadır. Milyonlarca emekli açlık sınırında bir maaş alarak en temel ihtiyaçlarını gidermekte zorlanmakta, hayatlarını çok ağır koşullarda sürdürmektedirler. Bu nedenle tüm ek ödemelerin temel maaşa yansıtılması ve emeklilik hesaplanmasında değerlendirilmesi önemlidir. 

            2015 Merkezi Yönetim Bütçesi Orta Vadeli Program hedefleriyle uyumlu hazırlanmıştır. Tasarıda toplam kamu personel harcamaları (Personel Giderleri + Sosyal Güvenlik Devlet Primi Giderleri) bütçenin yüzde 29?una denk gelmektedir. Türkiye?de kamu personel harcamaları uzun süredir benimsenen politikalar nedeniyle istikrarlı bir şekilde azaltılmıştır. İktidar temsilcilerinin dilinden düşürmediği ?mali disiplin? söyleminin, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşmasına bağlı olduğunu göstermektedir.

Kamuda esnek çalışma ve performans değerlendirme uygulamalarının yaygınlaşmasının bir sonucu olarak alınan bu kararın, 2015 yılında kamu emekçilerini angarya işlerde ve daha yoğun çalıştırmayı hedeflediği anlaşılmaktadır. Binlerce işsiz olmasına rağmen yeterli sayıda personel istihdam edilmemesi anlaşılır bir durum değildir.

En son çıkarılan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu emekçilerine her kurumda değişik adlar altında ödenen ek ödemelerin  (ikramiye vs) kaldırılması açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında yaşayan kamu emekçilerinin yaşamlarını daha da zorlaştırmıştır. Anayasa Mahkemesi?nin 10.10.2013 tarihinde yayınlanan gerekçeli kararına göre ikramiye, vekâlet ücreti v.b ödenmeleri önünde hukuki hiçbir engel kalmamıştır.

Yine işsizlere kolayca iş bulacakları iddia edilen İş ve Meslek Danışmanlarının kendilerinin bile sözleşmeli olarak istihdam edilmesi ve performans esaslarına tabi tutulması en genel tanımıyla iş güvencesinden yoksun olmaları sistemin işsizlere iş bulmayı kolaylaştırma iddiasını baştan çürütmüştür. İMD?lere kamuoyunda müjde olarak verilen kadroya alınma sürecinin altında kadrolu çalışmalarının karşılığı olarak mevcut gelirlerinin 1/3?ünden vazgeçmelerini dayatan sözleşmeler imzalatılmıştır. Kadrolu istihdama geçişte İMD?lerin ekonomik mağduriyetleri ortadan kaldırılmalıdır. 

2015 yılı Merkezi Bütçe Kanunu tasarısı görüşülürken genelde tüm kamu emekçilerinin özelde ise iş kolumuzda yer alan ve komisyonunuzda 10 Kasım 2014 tarihinde görüşülecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinde bakanlığa bağlı kurumlarda çalışan emekçiler arasındaki ücret adaletsizliği giderilerek, temel talepleri olan insanca yaşayabilecekleri bir ücret başta olmak üzere Yemek, Servis, Kreş, v.b. sosyal ve özlük taleplerinin karşılanması için Personel giderlerine ayrılacak oranın belirlenmesinde çalışma ve yaşam koşullarını göz önünde bulundurmanızı arz ve talep ederiz.

BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI

DİYARBAKIR ŞUBESİ