KAPİTALİZİM VE YENİDÜNYA DÜZENİ

06.08.2012
Mehmet KARAASLAN

                                                       KAPİTALİZİM VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

          Bizlere yabancı sözcükler üreterek yeni şeylerin olduğu ve yenilerin her zaman daha iyi olduğunu kabul etmek için her türlü entrikaya başvuruyorlar. Küresel kapitalizmin yeni ürettiği ve yeni dünya düzeni dediği NEO LİBERAL politikalar olarak bizlere yutturmaya çalıştığı vahşi kapitalizmin en azgın şeklidir, bir çok insana göre yeni ? nin anlamı büyük ve o kadar değerlidir diye bilirler onun için kapitalistler sömürünün dozunu artırmak için hem insanların kulağına hoş gelecek şeyleri üretirler, hem de öyle bir sömürü dalgasını oluştururlar ki insanlar bu canavarın pençesine kendisini düşürürler ancak kurtulmaya çalışsalar bile kurtuluşu olmadığını görürler, tıpkı şimdi biz emekçiler ezilenler ötekiler ve doğa dostlarının yaşadığı gibi, emekçiler nasıl bu yeni dünya düzenini çarkına takıldılar nasıl bu küresel kapitalizmin neo liberal politikalarına teslim oldular. Çok geriler gitmeğe gerek yoktur 1990 lı yalardan bu güne bir TÜRKİYE deki gelişmelere bir bakmak lazım, önceleri ulusal ve uluslar arası sermaye ı, holdingler ve sermaye çevrelerinin iştahını kabartan kurumlara göz dikerek olaya başladılar bunlar hangi kurumlardı bunlara tek, tek bir bakmak lazım,

1.       Sağlık

2.       Eğitim

3.       Emekli sandığı SGK.

4.       Karayolları Dsi. VB. Kurumlar

5.       Tekel ve içki ve Şeker Fb. Ları gibi işletmeler

1.Dünyada en karlı işin insan sağlığı olduğunu tespit ederek sağlık siteminin özeleştirmesinden başlayarak hasta hanelerdeki kuyruklardan başlayarak ya hastanelerde kuyruklar var deyip bunları özele devretmek gerek deyip bütün emekçi ve yoksullara şak şaklatarak bu gün parası olanının en iyi sağlık hizmeti aldığı parası olmayanın ancak küçük  3. Sınıf sağlık birimlerine yetindiği daha zor koşullara doğru gideceğimiz günlerin yakında güreciğimiz gibi, ya biz emekçiler eskiden hastalanınca cebimizde para var  mı? Yok mu?  Bakılmazken şimdi ise hastalanmadan önce acaba cebimde muayene parası var mı?  Yok mu? Ona bakar olduk.

2. Eğitim aslında buna da eğitim demek doğru olmaz ama yinede bunu eğitim olarak ela alırsak asimilasyoncu tekçi ve bilimden uzak olan bu eğitim sisteminde önceleri parası olana her türlü okul veya okumanın çok önemi olmadığı için halk çocuklarının okuması tamamıyla devletin üslendiği ve olması gerekende buydu, ama bir gün para babaları ve kapitalistler bu devasa eğitim sitemine göz diktiklerinden bundan para kazanmaları gerekiyordu,  öyle bir oyun oynamalıydılar ki bunun mağdurları tarafından bile şak şaklatmalıydılar ve aynen öyle yapılar tüm okulların yerine dershaneler ve okulları paralı hale getirerek sıra kendi okulunu kendin yap kampanyalarına kadar işi vardırdılar. Peki, burada önemli olan halkı nasıl inandırdılar. Halka dediler ki ya sizin çocuklarınız okula gitmiyor mu gidiyor peki çocuğunuzun daha hijyenik bir ortamda olmasını istemez misiniz, tabi saf VE temiz duyguları ile bizim halk olur dedi ve o halde herkes çocuğuna tuvalet kağıdı alsın ve bir süre sonra alamıyorsa parasını versin denilerek yola koyuldu ve halkın sömürülmesinin ilk adımı tuvalet kağıdı ile başlamış oldu, peşine okulun camları kırık cam parası verelim, peşine kaloriferler yanmıyor çocuklarımız soğukta mı kalsın denilerek kalorifer parası derken veli birlikleri her şeye para ve işte sömürü çarkının meşruluğu şak, şak, şak,

3, Ulusal ve uluslara arası tekeller gece gündüz durmaksızın nasıl emekçilerin kazanımlarını elerinden alırımın hesabını yaparak gecesi gündüzlerine katmak için çalıştılar ve bakın bir sigorta şirketi Türkiye gibi bir ülkede 100 yıl üye kaydetse bir gecede satın alacağı bir emekli sandığı kadar üye yapamaz ve her türlü hileye başvurarak kendi güdümünde oluşturdukları hükümetlerle emekçilerin kazanımı olan emekli sandığı bağ kur ve SGK? da biriken paralara güz dikerek taşınmazları nın alınması ile birilikte satın alarak bunlar devletin sırtında kamburdur dedirterek hiç ettiler ve şimdiler sıra işçilerin kıdem tazminatına (memur) emekçilerin emeklilikteki birikmiş emeklilik ödemelerine gelmiştir şimdi bunların hesabı yapılarak meclisin açılması ile beraber bunları birer bir er gündeme  getirecekler. Yine halkı kandırarak şak, şaka dedirtecekler.

4. Eskiden Karayolları DSİ. YSE. gibi halka direk hizmet götüren birimler binlerce işçiyi çalıştırarak köy, köy kasaba, kasaba hizmet çalışması yürüten bu kurumlarda binlerce işçi emekçi örgütlü grev ve toplu sözleşme hakları ile birlikte insanca yaşayacak ücretle bu hizmetler verilirken yine bu yeni dünya düzeni dedikler neo liberal politikalarını hayata geçirerek halka bakın bunlar çalışmıyor yan gelip yatıyor diyerek toplumu buna inandırarak bu kesimlerin tüm kazanılmış haklarını elinde alınarak aynı işi aynı emekçilere kölelik şartlarında açlık sınırı olan asgari ücretle yazın kavurucu sıcağı demeden kışın dondurucu soğuğu demeden bu insanları çalıştırarak ve dönüp topluma şunu dediler görüyor musunuz bakın daha önceleri 2.000 TL ücretle çalıştırılan işçiye asfalt döktürülüyordu şimdi ben 700.TL 800TL? ücretle asfalt döküyorum ve halktan büyük bir alkış oysaki aslında bu ücret halkın cebinde her halükarda fazlası ile çıkarken halka geri dönüşte patrona taşerona gittiğinden işçiye kala kala asgari ücret kalıyordu. İşte taşeronlaştırma yenidünya düzeni neo liberal politikalar ve vahşi kapitalizmin geldiği yeni sömürü düzeni adı bu olmuş ve maalesef evinde oturup belki bir işi dahi olmayan işçi emekçi köylü ve tüm halk buna çanak tutarak şak şakçılık yaparak bu politikalar meşrulaştırmıştır.

5. Kamu nun elinde ne varsa özeleştirme adı altında ulusal ve uluslara arası sermayeye peşkeş çeken bu sömürücü iktidarlar son olarak devletin elinde bulunan halkın verdiği vergilerle yapılan ve binlerce işçinin istihdamının sağlandığı kurumlar ve bunların başında TEKEL, İÇKİ FAB. İPLİK FAB. SÜMERBANK ET VE BALIK KURUMU VB. gibi kurumları peşkeş çekerek burada çalışan emekçileri de işte bu politikaların kurbanı ederek kölelik yasası olan 4/C? sistemine mahkûm ederek taşeronlaştırma ve 4/c çalışma koşularına karşı mücadelemizi yükseltmemiz gerek ve bu vahşi kapitalizmin anasını boyayarak babasına sattığı halk değiminden hareketle bu güne kadar bunlara şu veya bu şekilde şak, şaklayan halk kesimlerinin kendi özüne dönerek gerçek hayattaki karşılığı olan öz örgütlülüklerimizle bunun püskürtülmesi ile mümkün olacağının bilinciyle daha fazla TEKEL direnişi ve daha fazla  mücadele.

   Mehmet KARAASLAN

    BES Şube Başkanı

Yorumlar

  • HAYATİ MEHMETĞLU

    selamlar...benim kardeşim böle güzel yazılar yazar işte....tebrik ederim.....

    11.11.2012

Yorum Yaz

Yazarın Diğer Yazıları